10 Kasım 2011 Perşembe

Ah o eski bayramlar! (şaka şaka, o kadar da yaşlanmadim daha)

Hani doktorlar "stresten" der, sen de "yea iste bi sey bulamadi, stresten diye atiyor" dersin ya, deme bir daha. Haklarina girme adamlarin. 'Stres'in olsun, 'uzuntu'nun olsun cok bariz fiziksel sonuclari olabiliyor. Aslinda stresin manevi sonuclari da oluyor, stres altinda insan sacma sapan beyanatlarda bulunabiliyor, sonra utan dur nasil o kadar gerizekali olabildim diye! Sessiz sessiz duruyor ama cibanin basi stres, bilesin!

Stres deyince eskilerden bir sevdigim geldi aklima. "Musluman stres olmaz" derdi. Hatta "Musluman yalniz degildir" diye beyanatlarina devam ederdi. Ne cok sey bilirdi. Hatta bir gun biz bir mezarliktan geciyoruz (?), (yooo gercekten bildigin mezarliktan geciyoruz. Pierre loti'ye cikiyoruz, ki o zamanlar Eyup'te namaz sonrasi o tepeye cikip seyredilen manzara esliginde buyudugumu dusunmek pek bir bana aitti), bu bin bilen yandas kafasini yerden kaldirmiyor, bense gordugum herbir mezar sahibinin kac yil yasadigini hesapliyor, genc yasta gidenlere uzuluyorum. Bizimki "mezar taslarini okumak iyi degildir" diyor, "nolcak ki, okunsa nolur okunmasa nolur" diye geciriyorum icimden, "alimler hafizalarini gereksiz seylerle doldurmamak icin boyle seylerden kacinmislar" diyor, ve ben o zaman bu sozun, hafizami her hunharca kullanisimda ve ogrenme zorlugu cektigim herbir durum karsisinda aklima gelecegini tahmin dahi edemiyorum. Neyi tahmin ettim de bunu edecektiysem. 10 yil once biri bana "10 yil sonra kendinizi nerde goruyorsunuz?" sorusunu yoneltseydi, "gecenin bir vakti hem de yine isler boyu asmisken, okyanus otesinde bir ogrenci evi salonunda, internete kolaylikla ulasabildigim laptopumdan blog icin yazi yaziyor olarak goruyorum" demezdim (bknz. blog icin yazmak(?)). huzunlendim bak yine, huzunlenince uyku basar mi, bak basti (?) beni. Bir de ders calisirken uyku basar beni. Simdi basit mantik kurallariyla ders calismanin huzun oldugu cikarimini yapardim ama minik beynimi yormayayim, yarin sabah hocama bos kagit uzatirken bahane uretmek icin lazim olacak kendileri. E madem uyku bastirdi ne oyalaniyorum yatsam ya madem! hmmmm, guzel fikir, keske insanin kendi yanagini opmesi mumkun olsaydi!Kucukken en sevdigim repliklerden biri gelsin: "al al, istedigin kadar al"

1 Kasım 2011 Salı

Bir kedim bile yok anliyor musun?*

Tilkinin dönüp dolasacagi yer kürkçü dukkani oldugundan, yine sana geldim. Baska sehirlerde yazmaya alisamadigimdan yabanciymissin gibi, sanki seni hic tanimiyormusum gibi davranirsam gucenme, cunku baska sehirlerde yasamaya alisamadigimdan yabanciymisim gibi, sanki beni hic tanimiyormusum gibiyim.

Anladigin uzere kirik kalbim. Tam da oyle demeyelim de, bir mahsunluk var uzerimde. Zilhicce’nin hakkini verememem de olabilir sebep, ya da bu ruh hali Zilhicce’nin hakkini verdirmiyor da olabilir. “Hak vermek” ve “hakkini vermek”, ayni gibi gorunse de ne farkli di mi?

Iki gun onceydi sanirim, vakit geceye yakindi, vakit geceye yakin olunca ayri bir ruh hali gelir oturur omuzlarima. Yani, ruh hali degil de, ayri bir “aşırılık” gelir oturur omuzlarima. Mahsunsam daha mahsun, mutluysam daha mutlu, konuskansam daha konuskan, ve bittabi suskunsam daha suskun olurum. Ne oluyorsa saatler 12’yi gosterdikten sonra oluyor. Ve iste yine akrep ile yelkovan (Edi ile Budu tadinda) gece 12’den sonraki bir zaman dilimi uzerinde ikamet etmekteyken, cay doldurmaya giden Badem’e yigildigim yerden geliyor sorum : “Sen Far Far Away’deyken mi daha mutluydun yoksa burda mi daha mutlusun?”. “Burda” diyor Badem, tereddutsuz. Bekliyorum bana da sorsun diye ama sormuyor. Aslinda bekliyorum dediysem, 5 saniye falan anca beklemisimdir. Sabirsizim ya, gece 12’yi gecince daha bir sabirsiz oluyorum. “Ben” diyorum, “ Far Far Away’deyken daha mutluydum” (ve aglamalar) (yazar burda -lar ekini kullanarak birden cok kisinin agladigini ima etmiyor, bir kisinin cok aglamasina isaret ediyor). Sonra beynim bulaniyor, Badem’e aglayarak istedigim her seyi yaptirabilecegimi bir kez daha anliyorum, ve bu silahi gelecekte bir yerde kullanmak uzere beynimin en pislik kosesine sakliyorum.

Tanimlayamadigim bir bosluk var burda, Far Far North’ta. Hicbir yukselti (tepecik bile) yok, ondan mi her yer bos geliyor bilemiyorum. Ya da insan yogunlugu cok dusuk kucuk sehir olmasindan dolayi, o mu rahatsiz ediyor. Yoksa bir suru “iyi” insan varken, yasi yasima, huyu huyuma, boyu boyuma, suyu suyuma uygun kimseyi bulamamam mi sorun.. bilmiyorum iste. Rahatlik da batiyor olabilir tabi. Yedigim onumde yemedigim arkamda, zamanimin cogu nefsimle basbasa.. Far Far Away’e gidip de bir haftaik kalislarimi saymazsak, duzenli ekmek yaptigim, yogurt yaptigim, yemek yaptigim ve dahi tursu yaptigim bir hayati yasiyorum. Bilmiyorum, bu mu garip geliyor.. evet evet, rahat batiyor belki de. Ya da hayir hayir, arkadasim yok, boyle geyik falan yapabildigim prezentabl, takim calismasina yatkin, esnek calisma saatleri olan, espri seviyesi yuksek, alaninda lider ozellikleri olan bir arkadasim yok. Yazik bana.. Arkadas elde etmek icin bir gayretim de yok aslinda, dogal ortaminda gelissin her sey istiyorum. Insanlar beni sevsin diye degil de inandigim ve oyle hissettigim icin insanlara guzel sevgi sozcukleri fisildamak (?) istiyorum. Bir de cok baskin olmamak gerek sanirim, ben burda bunu ogrendim. Aslinda cok onceden de ogrenmistim de, unutmusum, insanlik iste.

Tabi bi de, bugun ogrendigim bi durum var, insAllah unuturum onu da, -ki neleri kimleri unuttu bu beyin, bunu da unutur elbet- zaten beni yazmaya iten surec de o ogrendigim durumla basladi. Ogrendigim ama “neden”ini hicbir zaman ogrenemeyecegim (cunku sormayacagim), ve buna mukabil seytanin bana biiir suru “neden” (ve ne yazik ki sonuc) onerecegi, benim de seytanin onerdigi her bir neden’e karsilik, kah bulasik yikarken, kah banyo temizlerken, kah sut kaynatirken ve en kotusu de kah ders calisirken onlara cevaplar hazirlayacagim bir surece girmis bulunmaktan muzdaribim.

Sirkeyi sevmem, keskin sirkeyi hic sevmem.

*Allah'tan korkayim yaaa! Van depremi uzerine boyle bir yazi yayinladigim icin kinadim kendimi! Her seyim var elhamdulillah, ama bu yazi sonrasi her seyimi kaybetsem hak ettim derim! Nankorum...