31 Mart 2011 Perşembe

Annemin ceyiz tabagiydi, hirsima kurban gitti

Hic yazasim yok aslinda ama cok gulesim var, boyle bi nese bi nese ki sorma gitsin. Surekli coskulu secim sarkilari soyleyip insanlara el sallayasim geliyor. Ya da bir kamyonetin kasasina atlayip "anlamaaam dinlemem, costum iste boyle ben" sarkisinin klibini cekesim geliyor (bknz. cocukluga inmek, ya da hic cikamamis olmak).

Cocuklugum deyince yine bir an'im belirdi. Ortaokula gidiyorum, ergenim yani. Abim de ortaokula gidiyor, o da ergen yani. Abimin giciklik katsayisinin benim de asilik (!) katsayimin en tavan yaptigi yillar. Volkan apartmanindayiz. Abim TV izliyor, onundeki mermer sehpada da (ki ustunde misafire ikram edilmek uzere paket paket sigara dururdu!! Annemle babam "misafire bi sekermis cikolataymis gibiymiscesine sigara ikram etmek" adetini uyguladiklari icin hala kendilerine sasirirlar. Aslinda sigara konusunda da anlatilacak coook sey var ama ustun sir tutma kabiliyetim dogrultusunda bu konuya hic girmeyecegim, simdilik:) ) Neyse, iste mermer sehpanin ustunde de duralex marka sarimtrak bos bir tabak duruyor. Aramizda gecen konusmayi hatirlamiyorum ama abim yine giciklik yapiyor, sinir ediyor beni, ve her zamanki gibi o haksiz ben hakliyim. Ben odanin obur ucundayim, terligi elime aliyorum, abime bi firlatiyorum. Terlik tabaga carpiyor, tabak tuz buz oluyor ve her tarafa dagiliyor. Bomba patlamis gibi oluyor! Oyle korkuyorum ki!! Oysa ki tek amacim abimden hincimi almakti. Hatta yuzune gozune gelmesin diye de bacagini hedef almistim! Annem korkuyla olay yerine intikal ediyor. Abim donup kalmis. Allah'tan parcalar kimseye zarar vermiyor. Oyle boyle degil cok korkuyorum. Simdi bile aklima geldikce "hadi ya abimin gozune gelseydi?" diye kendime kiziyorum. Verilmis sadakamiz varmis. En zor ceza vicdan azabi sanirim! Nesem kacti bak.

(internetten anca bu resmi bulabildim. Anneminkiler daha guzeldi. Annem benim... aaa soylemis miydim annecigimle babacigim Temmuz basinda Far Far Away'e geliyorlar insAllah:)) Bu da demek oluyor ki, Haziran boyunca temizlik yapmam gerek, anca temizlerim evi!)

25 Mart 2011 Cuma

Bahari Gordum!!

Dun sabah sevgideger hocamla akademik gorevimizi yapmak uzere Washington DC yollarina duserken hic de mutlu degildim. Bir kere, dort saat gidis dort saat de gelis sekiz saat hocamla arabada basbasa olacaktim ve ne konusacaktim? Bunu dusunmek bile beni mutsuz ediyordu cunku zaten yeni alinan playstation'ini elinin tersiyle iten zengin cocuk kadar simariktim. Zaten sabah 7'de uyanmis ve gece boyu da hadi ya sabah kalkamazsam korkusuyla zirt pirt uyanip durmustum, uykusuzdum. Ben o saatte kahvalti yapamazdim, somurtkandim. Neyse iste, sabahim boyle basladi. Zaten toplantiya yetistirmem gerekenleri yetistirememistim canim hic ama hiiiic gitmek istemiyordu, falan filan.

Acikcasi, on yargilarimi kendi gozlerimle gordum. Gayet eglenceli bir dort saatin ardindan (bknz. bayan hocayla calismanin faydasi) Washington DC'ye ulasmistik. DC'ye yarim saat falan kala cevremde bir degisiklik hissediyordum, o da ne, oraya BAHAR GELMISTI!!! Agaclar cicek acmisti, gun gunesliydi. Hayretler icerisinde kaldim cunku Far Far Away'le arasinda sadece 4 saat vardi ve ben henuz FFA'de bir tane cicek dahi gorememistim! Hocama "buraya bahar gelmis" dememle, "gel seni kiraz agaclarinin cicek actigi yere gotureyim" dedi. (Gunesin dogdugu yer havasinda bir cumle oldu turkceye cevirince ama "Cherry Blossom" yani). Toplanti yapacagimiz kisileri arayip " BTS, hic bu mevsimde DC'ye gelmemis, onu gezdiricem, ogle yemegine bizi beklemeyin" dedi. Sonra bana her yeri gezdirdi, tabi bu arada tarih dersi de verdi! Ama ben resim cekemedim, cool davrandim(!). Benim yerime cekmisler (2yen.wordpress.com)onu koydum buraya. Nehir boyu oyle guzeldi ki agaclar! Artik bayramlik alinmis fakir cocuk kadar mutluydum! Sonra toplantiya gectik, konferans otelinde yiyelim ogle yemegini dedik, yemek olarak tam 6 yaprak marul geldi kocaman bir tabagin icinde! uzerine de peynir koymuslar!! Artik poster sunumumuz olurken yuzumde sahte bir gulumseme acliktan oleyaziyordum. Ve yine fotografcinin icindeki bir his kendisini benim yanimda benim fotografimi cekerken buldurmustu! Aksama da yola koyulduk, su an hala her yerim agriyor, okula da gitmedim bugun!
------------------------------------------------------------------
Ve beklenen e-mail geldi. Simdi ben bu donem hic ama hicbir seminere katilmadim okuldaki. Cunku, cuma sabah 9'a almislardi semineri. Ne zaman uyari maili gelecek diye kucuk heyecanlar yasiyordum, biraz once uyarildim! bugunku seminere sanirim pek kimse katilmadigindan yoklugum anlasildi, ogrenci koordinatoru olan hoca da acmis agzini yummus gozunu! "seminer dersinden hepinizi birakirim" tehditleri savurmus, ama e-maili butun ogrencilere attigi icin yine de ustume alinmadim. Yani simdi sorarim: cuma sabahi 9da okulda olmak hangi doktora ogrencisine yakisir?? neyse, zaten bir ay falan kaldi okulun kapanmasina, gideyim bundan sonraki seminerlere. ayy simdi icime kurt dustu, birakir mi hakkaten? O hocayla da aramiz cok iyi ama suistimal de nereye kadar...

23 Mart 2011 Çarşamba

o eski halimden eser yok simdi

Gecenlerde bir arkadasimi devlet namina buyuk isler yaparken gazetede gorunce yaslandigimi fark ettim. O gazetelerde gormeye alistigim kocaman adamlar benim sinif arkadasim olabiliyordu, garip.. ne ara bu kadar zaman gecti hic anlamadim.. kapsonlu sweat-shirtler giyip ayagimda spor ayakkabisiyla dolassam da “sevimli” dahi olamayacak kadar yasliyim! Bir gun otobuste 70ine dayadigi merdivenini dahi gecmis bir teyze gordum. Sabahin nurunda cheetos yiyip kola iciyordu. O yasta ne saglikli bir mideye sahip oldugunu saskinla izledikten sonra uzerindeki cingene pembesi t-shirtunu ve altindaki kot pantolonunu fark edince icten ice acimistim o teyzeye. “Kabullenemiyor herhalde yaslandigini” diye icim ezilmisti. Bugun fark ettim ki, Allah omur verir de o kadar yasarsam benim de halim onun benzeri olacak sanirim! Kinamayi gectim, icimden “aaa” diye gecirdigim her seyin basima gelmesi bende korkuyla karisik bir merak duygusu var ediyor..

Yaklasik 10 gundur beynimi catlatircasina ders calisiyorum, yarin baska bir sehirde onemli bi toplantimiz ve poster sunumumuz var da, onun icin. Boyle yogun calismak hic bana gore degil. Sabahtan beri labda uflaya puflaya herkesi sisirdim resmen! Ote yandan, Badem is buldugu icin hayatimda cok buyuk degisiklikler oluyor. Benim gibi statukosunu korumayi fazlaca seven biri icin ne zor oldugunu tahmin edersiniz diye dusunuyorum. Ki, ben bir kazak alirken dahi saatlerce dusunebilen ve karar veremeyen biriyim. Neyse, su toplantiya gideyim geleyim, mustakbel yeni hayatim hakkinda derin yorumlarimi sizlerle paylasirim insAllah.

Yolculuk psikolojisine girdigimden midir nedir hic hazzetmedigim arabesk dinleyesim var, ya da “bu cilgin kalabalikta seni tam duyamiyorum” diye siir okuyasim.. siir deyince aklima gecmis zaman geldi, sonra da 6 yasindaki ben dustu aklima (beynim nasil calisiyor hayretler icirisindeyim!). neyse, ben 6 yasindayim ve ilkokul 1’e gidiyorum. O yasta olmama ragmen hirs gozumu burumus (niye kimse uyarmiyordu beniiii o zaman??? Haa niye?) subat tatiline girecegimiz gun karneler dagitiliyor. Ogretmen beni yanina cagiriyor, ilk defa karne alacak olmanin heyecaniyla ogretmen masasina gidiyorum, karnemi aliyorum hepsi pekiyi, cok mutlu oluyorum. Sonra bi kac arkadasimin daha karnesini goruyorum, onlarinki de hep pekiyi. Ogretmenin yanina gidiyorum, “benim karnemin de hepsi pekiyi, onlarinkinin de, ama ben onlardan daha basariliyim” diyorum !!!!!!!! ogretmen gulumsuyor, ve benim pekiyilerimin yanina yildiz koyuyor! Tatmin oluyorum!! Evet ilkokul 1 karnemde yildizlar var benim!! Allah izin verir de bir gun cocugum olursa benzemesini istedigim en son kisi benim sanirim..

Neyse, eve gideyim de hazirlanayim. Ne giycem yaaa, ufffffff!

9 Mart 2011 Çarşamba

BUNLARI BILIYOR MUYDUNUZ? BILMESENIZ DE OLUR

Ucuzluktan 3 dolara aldigim uzun kollu body’nin (Besiktas pazarindaki ismi icin bknz. badi) sadece bir yikama sonucu giyilemeyecek bir hale burunmesinin verdigi kandirilmislik duygusu icinde kendi hakkimda tarihe isik tutacak flas bilgileri bir bir gozler onune sermeye basliyorum:

- Kalabalik sehir ici otobuslerinden hic haz etmiyorum! Indikten sonra ustumu basimi camasir suyuna yatirasim, derisini soyarcasina ellerimi yikiyasim geliyor. Hele ki yanima oturan adam kendi kendine konusuyorsa ve ben ne dedidigini anlamiyorsam o anki tedirginligimi anlatmaya kelimeler kifayetsiz kaliyor. Bir de malum kendimi bildigim icin (bknz.bela paratoneri) tedirginligime tedirginlik katiliyor (“tedirgin” de ne garip bir kelimeymis, hayatimda ilk defa yazdim heralde!). Bir de hani mesela ayakta duruyorsun, sonra dusmemek icin metalden yapilmis tutunacak yere tutunuyorsun ve o metal sicak oluyor ya (cunku baska biri tutmus biraz once) valla o an kusasim geliyor. Savrulmak pahasina ellerimi birakasim geliyor, ama zaten bir kere tuttum diye gozlerimi kapatip devam ediyorum.

-Zaten ben asla ve asla baskasinin su ictigi bardaktan bi sey icmem. Hatta herkesin kasik catal daldirdigi tabaktan da yiyemem. Boyle konularda uhuvvet bozmada ustume yoktur. Mesela kalabalik arkadas ortamlarinda ortadan yeme adetimiz vardi lise ve universitede, ama ben kimse catal degdirmeden kendime bir tabak ayiriverirdim. Koy dugun ve derneklerinde dahi ayri tabak almisligim vardir. Oyle de gicigim.

-Bebeklerin agzinin suyundan da cok tiksinirim (yazarken bile yuzum burus burus) herkesin agzinin suyundan tiksinirim de, hani bebeklerinkinin temiz oldugu konusunda nedense bir hemfikirlik var ya, ondan belirttim. Bir gun elimde bir bebek agiz suyu dokmekte idi (bildigin salya), o an pecete bulamadik heralde, annesi de “elinle sil bi sey olmaz” dedi (sanirim “bi sey olmaz” derken “cocugum elinden mikrop kapmaz” demek istedi) “yok, ben tiksinirim” dememle kadincagiz soklara girdi. Bu da boyle bir anim..

-Daha da igrenclesip banyodaki saclardan bahsetmek isterdim ama midem bulanmaya basladigi icin daha fazla bu konuda yazmayacagim.

-Kendi icinde bu kadar pis ama dis dunyaya karsi bu kadar titiz baska bir canli var midir acaba..

- Bir de hocamin sabah olsun ogleden sonra olsun, bilumum toplantilarimiza gec kalmasindan hic haz etmiyorum! Sen “yarim saat gec kalicam” diye bana mesaj attiginda, ben o yarim saatte hicbir sey yapamiyorum biliyor musun? Sonra da niye zamaninda mezun olamadim olucak! (bknz. Aranan suclu bulundu)

- Neyse midem bulanmisken bir de şu “takı”dan bahsedeyim. Ben yuzukten de bileklikten de kolyeden de acaip tiksinirim. Nasil duruyor diye denemek icin birbirlerinin yuzugunu takan birilerini gorunce hemen kafami ceviririm, ve baslamak uzere olan ters peristaltik hareketleri engellemeye calisirim. Ben baskasinin yuzugune falan dokunamam bile! Biri cigkofte yoguruyor ve elinde yuzuk mu var? o cigkofte benim icin orda bitmistir!!

-56 dakika sonra gelip de benim makaleme bakmak yerine haaaala kendi islerini yaptiran hocanin, aylik 100 dolar karsiligi çinli isci calistiran fabrika sahibinden bir farki yoktur!