Simdi hala "
Musaitseniz annemler size gelecek" haberleri gonderiliyor mu? Eskiden niye telefon edilmezmis de el altindaki cocuk gonderilirmis bilmiyorum. Gerci dur ya, oyle telefonlar da hatirliyorum. Ne naif di mi? Ne guzeldi cocuk halimizdeki aksam gezmeleri, aksamlari bize gelen misafirler, hele ki cocuklari varsa (ki hepsinin vardi). Muzun cok kiymetli oldugu zamanlardi.. Meyve kisminda cocuklara
yarimsar muz verildigi gunleri hatirliyorum. Cocukken hicbir gun de muzu elimin tersiyle itecegimi dusunmezdim. O yillarda, babam pazardan herkese birer tane muz alirdi, kiymetinden yiyemezdik. Gerci abim hemen yerdi, kardesim de yarisini yer kalanini da kitlik zamaninda tuketmek uzere saklardi (abim bulup yemezse tabi). Bir seylerin "kiymetli" olmasi ne guzelmis. Ve dunya ne cabuk tersine donuyormus. Simdi de kiymetli olan annemin elleriyle yaptigi ve benim atayurttan getirdigim receller! Kucukken o recellerin yuzune bakmazdim oysa. "Anneee, benim canim tatli istiyor" mizmizlanmalarima annemin "ekmeye recel sur ye yavrum" onerisi cok sacma gelirdi.. (gerci hala cok sicak bakmiyorum bu teklife)
---------------------------------------------------------------------------
Insanlar beni kendimden gecercesine calisiyorum, didiniyorum ve yoruluyorum saniyorlar. evet yoruluyorum ama gucsuzlugumden, calistigimdan degil. Annem (Badem'in annesi olan annem) "Yavrum, bu kadar

hirpalama kendini" diyor, hatta ruyasina gormus beni, ve ruyasinda da ayni telkinleri vurguluyormus, "biraz da
cocuklarina, ailene zaman ayir" diyormus. "insAllah" dedim, ne diyim. Uyuzlugumdan kaynakli yorgun bir tipim var evet, bi de tabi kamburluk! Inanir misin bazen yemek yerken tabagin icine dusmekten, bilgisayar basindayken tuslara burnumla basmaktan korkuyorum. (Sacma korkularim oldugundan daha once de bahsetmistim.) Oysa ben internette vakit oldurmekten baska bir aktivitede bulunmuyorum aslinda.. Ha bi de plan yapiyorum surekli. Zaten okulda ders disi programlar yapiyoruz, surekli kafam orda. Velhasili kelam, blogumu okuyan sevgili dostlar ve aile efradi bir is yapmadigimi biliyorlar ama blogumu okumayan sevgili dostlar ve aile efradi bunu bilmiyorlar, ne aci.
---------------------------------------------------------------------------
Ifrat ve tefritte yasamayi gaye edinmis karakterimden oturu bugunlerde
saglik mufettisi olarak gorev yapmakta, supheci kisiligimi simdiye kadar gonul rahatligiyla yedigim her nesneye karsi gostermekte ve "Aaaa bunun icinde koruyucu madde var", "oooo nooo onun icinde de mi
MSG var","hmmmm, bunun icindekiler kismi 5 adeti geciyor demek ki bu yemek degil","uffff bu sutler hormon basilmis ineklerden elde edilmis", "kimbilir bu tavuklara ne yedirdiler, cik cik cik" diyerek mertebe katetmeye calismaktayim. Hatta saglikli olsun diye ekmek yapma makinasi aldik! (Tamam ya, ekmek yapma makinasini burda ekmekler cok pahali, kendi ekmegimizi yapalim da ucuza gelsin diye aldik. Yalniz ben bu hizda kotu ekmek yapmaya devam edersem un-su-elektrik parasi yillik ekmek parasini mumla aratacak gibi!). Bu arada, kahveye cok para veriyoruz buna bi cozum bulmali projemizin sonucunda aldigimiz kahve makinamizi da okula getirdim. Cooooook ozleyecegim canlarimin hediye ettigi cok ozel kahve cekirdekleriyle okulda
sicak kahve keyfi yasiyorum, ne mutlu.
Lafima doyum olmaz ama sen kalk artik, islerin vardir, colugun cocugun, yapilacak yemegin, belki gorulecek dostlarin vardir. Yine beklerim, ama gelmeden haber ver de ocaga cay suyu koyayim, bir kek cirpayim...
NOT: Resim, 3 tanesi beni terk edecek olan, bir tanesi de benim tarafimda terk edilecek olan canlarim ve ben arasinda. (Bilmeden bana dogum gunu hediyesi almislar, hala bilmiyorlar:) ) Sizi ne cok sevdigimi, ayrilsak da beraber olacagimizi soylememe luzum yok di mi?