20 Ekim 2010 Çarşamba

Eski Gunler Kurabiyesi

Badem nezle ya da grip, oldum olasi ayiramam zaten ikisini. Ben de hasta olmak uzereyim, her tarafim agriyor ama normal hayatima devam ediyorum.

Bu gece 12 itibariyle ilk makalemi hocama yollayacagim insallah, hani taa atayurda gitmeden once vermem gereken, sonra erteledikce erteledigim, hocam da yogun oldugu icin uzerimde cok baski kurmadigi makalem. Badem hasta hasta makalemi okuyor. "Disardan biri"nin okumasi, "bu ne?" diye sormasi iyi oluyor. Neyse, simdi Badem hasta hasta okuyor ya, ben de dedim, onu mutlu edeyim, ve yari hasta mutfaga girdim (ve alkislar).

Hemen kaloriferin uzerinde bir cubuk tereyagini oda sicakligina getirdim. 1 tane yumurtayi, oda sicakligindaki tereyagi, bir su bardagi pudra sekerini, yarim su bardagi siviyagi ve yarim su bardagi yogurdu, 3.5 bardak un ve kabartma tozuyla yogurdum. Ama eldivenim bitmis, ellerim hamur oldu. Annem firin 160 derecede olacak demis ama bana 180de pismesi gerek gibi geldi, hadi dedim orta yolu bulayim firini 170'e getirdim. Neden onceden isitmamiz gerek diye dusunurken beynimde isiklar yandi sondu, onceden isitirsan pisirken yayilmaz, hadi bu bilgi de benden tum ascilara amme hizmeti olsun!

Kuru uzum vardi evde, daha cok var saniyordum ama anca 1-2 avuc varmis, onlarla beraber ben diyeyim 1 su bardagi siz deyin 1.5 su bardagi cevizi karistirdim. sekil yapicaktim hamurla, ama sonra baktim firinin isisiyla benim hastaligin isisi birlesmis, hararet yapiyor, direk icine katayim yuvarliyim gitsin dedim, ve yuvarladim gitti. Bu kadar cevizi bana koysam ben de guzel olurum dusuncesi ve sevgiyle tepsiyi firina koydum. Sonra meyve salatasi yaptim. Hic sevmem meyve salatalarini, her meyvenin tadi birbirine girer, ama dedim ya Badem hasta, onunla ilgilendigimi anca boyle gosterebiliriyorum. Sonra bi de cay suyu koydum, gayerete geldim bulasiklari da hallettim. Nefis kokular esliginde 35 dakika sonra kurabiyeleri firindan cikardim. Annemi dusundum, krem rengi tencereye pecete serer sonra da kurabiyeleri icine koyardi. Sonra da tencereyi mutfak dolabina koyardi. Biz kardesler sandalye yardimiyla ulastigimiz o mutfak dolabindaki kurabiyeleri bulunca hazine bulmuscasina mutlu olurduk.

Demlenmis cay-kurabiye ikilisini Badem'in calisma masasina koydum. "Eski gunler geldi aklima" dedi. Ben de "eski" deyince kucuklugu geldi aklina zannettim, meger evliligimizin ilk yilindan bahsediyormus..

o kadar eskidik mi dedim...

6 yorum:

Ayca dedi ki...

eline sağlık, akşam gideyim de yapayım ben de... bu arada logona bayıldım :)

bininci tekil şahıs dedi ki...

logom calinti! bi de utanmadan logoyu caldigim yerin ismini silip kendi adimi yazdim!

mintinin dünyası dedi ki...

hımm çok cici olmuş bunlar arkadaşım.ayrıca yazılarını bir çırpıda okuyorum ay pardon içiyorum:)) sevgiler .

bininci tekil şahıs dedi ki...

mintininmutfağı: tesekkur ediyorum:) tadi da cok guzeldi dogrusu, sicak sicak yedik bi suru:))

Adsız dedi ki...

o kadar sicacik bir yaziydiki yarin sabah bende ilk is kurabiye yapip kizima ikram edecegim...

bininci tekil şahıs dedi ki...

simdiden afiyet olsun!