
Senin de çok mu pişmanliklarin, “keşke”lerin ? Zamani geri cevirme istedigi duyar misin her daim? Pişman olacagini bildigin yollarda bulur musun kendini? Ama uzerindeki ataleti atamadigin icin ya da en genelinden nefsine her seferinde yenik dustugun icin o yolda devam eder misin sen de? Her gunun akşaminda kararlar alip sonraki sabah “eski tas eski hamam hayata devam” modunda olur musun? Kizar misin kendine benim kadar? Sonra daha fazla duşunmemek icin boş işlerin kucagina daha da atar misin kendini, bunun sonsuz bir dongu oldugunu bile bile? Bilip de uygulamamak nedir bilir misin? Hic kendini kitap taşiyan yani onun hamalligini yapan ama icindeki bilgilerden faydalanmayan bi binek/hayvana benzettin mi? senin nefsin de benimki kadar şimarik mi?
En muzdarip oldugum duygudur pişmanlik, ve hep yaşadigim. Oyle cok pişman olurum ki, yaşadiklarim kadar yaşamadiklarima da pişman olurum, soyledigim kadar sustuklarima da. Ama yine de ders almam! Zamani bosa harciyorum diye benim kadar uzulen ama yine de hala ve hala zamanini boşa harcamaya devam eden başka biri yoktur heralde. Madem o kadar uzuluyorsun, madem biliyorsun kendini, ne diye internette bos bos zaman harciyorsun? Ya da madem sevmiyorsun bolumunu neden hala devam ediyorsun? Daha da onemlisi neden bi de ustune doktora yapiyorsun? Birak git yeni bi sey oku di mi? ama yok, tek yaptigim mizmizlanmak “ama
yea kim 17-18 yaşindaki bi cocuktan meslegini secmesini bekleyebilir, niye kimse yonlendirmedi beni o zaman, niye herkes sadece kendi cikarini dusundu” diye suc atmak ki nefsimi temize cikarmada hakkaten ustume yoktur daha once de soyledigim gibi. Hemen hazirdir bahanem! Kendi aşiriligimin, her yerde kendimi belli etme istegimin hic suçu yoktur! En basitinden, midem bulanincaya kadar cips yesem suç onu alan Badem’dedir mutlaka! Daha 10 yasinda oldugum icin sorumluluk alamiyorum bi turlu(!).
Ama haksiz miyim simdi
yea, kim 17-18 yaşindaki bi cocuktan meslegini secmesini bekleyebilir? Lise sona donmek istiyorum! Insanliga faydali bi meslek seçmek istiyorum! Aslinda akil veren de oldu o aralar, “gel doktor ol” dediler, yok dedim, hatta o zamanlar yurt dişina gitme hakkim oldugu için dediler ki, “sen yurt disinda tip okur gelirsin ozel hastane acariz”, yok dedim. Annem dedi ki “yavrum, anne olacaksin bak, ogretmenlikten guzel meslek yok bayan

icin”, yok dedim. “yok” dedim durdum! Dersanenin gazina geldim:( Uff nasil
pişmanim! Keşke tip okusaydim! Kardesimin tipta okudugu kitaplara agzimin suyu akarak bakiyorum simdi. Koye gidiyoruz mesela, koydeki tum yaşlilar “doktor” diye bagirlarina basiyorlar bizim oglani, o da herkesin gonlunu aliyor, ve dualarini tabi, ailemizin kahramani. Ote yandan benim yaptigim işe bak! Ayy bakmak bile istemiyorum, valla işkence geliyor çaliştigim herbir dakika! Oyle boş ki! Kendime faydam yok ki insanliga faydam olsun! Insanin kendi yaptigi arastirmada savundugu hipoteze kendinin inanmamasi ne aci bilir misin? Kucukken, sinif arkadaslarimdan okula gelmek istemeyen olurdu, “bi insan nasil okula gitmek istemez” diye acaip şaşirirdim, anliyorum simdi, fazlasiyla! Bi de ben kuçukken, gozluk takan insanlar gozluklerini cikarinca nasil bir goruntuyle karsilasirlar diye acaip merak ederdim, gozlerimi şaşi yapardim “yani boyle iki tane mi goruyorsunuz” falan diye, hatta ve hatta sirf o goruntuyu gorebilmek icin gozumu bozma girişimlerim olmuş ve icine dusecek sekilde TV seyretmişligim olmustur, ki hepsi de annemin “kizim, o kadar yakindan izleme, gozun bozulur” uyarilariyla son bulmuştur. Sonradan bizzat anladim nasil goruyorlar, hic gerek yokmuş, bilmesem de olurmuş. Uff nerden girdim simdi bu konuya, na alaka?
Neyse, diyecegim o ki, endustri muhendisligi (ki kendisini bi muhendislik olarak gormuyorum ben, bilmem o benim dusuncemi ne kadar onemser) dunyanin en gereksiz meslegidir! Ben kendilerinden hakkaten tiksiniyorum, ve ilerledigim bu yolda belki de ilerde endustri muhendisi olacak insanlar yetiştirecegim!! ayyyy, biçak bulup kendime saplayasim geldi simdi, ikiyuzlulugun de bu kadari!!! Yapma BTS, birak bu işleri, bi sahil kasabasina yerles, domates salatalik yetiştir bahçende, guneş acsin her sabah, tavuklar gidaklasin, falan.