Böğüre böğüre aglayasim var, hatta kusasim. cok sıkıldım. Nankorum biliyorum ama yasamak istediklerim bunlar degil.
Annemi babami ozledim, tum ailemi.. Atayurttaki evimizi ozledim. Bir yaz ogleden sonrasinda disarda oynayan cocuklarin sesi gelirken yesilcam izlemeyi ozledim. Aksaminda tum aile balkonda cay icmeyi, ya da kamelyaya inen babamin kahkahalari kulagimda ardarda iki bolum birden yayinlanan Yilan Hikayesi'ni izlemeyi ozledim. ogleden sonra serinlik inince annemle carsiya cikmayi, uflaya puflaya piknige gitmeyi ozledim. Kirsehir kebabi yapan babamin tenekeyi acmadan onceki coskusunu ozledim. cep telefonundan isik hiziyla mesaj atabildigim gunleri ozledim. ya da ne bileyim, bir komsumuzun elinde caydanlik "hadi kek de yaptim kamelyaya inin" demesini, duduklude haslanan misiri ozledim. Star'da tekrari yayinlanan Kaygisizlar'i, babamin "sizin gibi akilli cocuklar sunun nesine guluyor anlamiyorum" demesini, tam bu esnada elinde kocaman bir meyve tabagiyla (legen demek daha uygun) iceri giren annemi ozledim..
cok ozledim, cok..
Sonradan eklenen not: Sanirim gecen gun izledigim Calgi Cengi'den sonra ozlemim depresti. Film fazlaca kufurlu olmakla beraber (ama esprileri kufur uzerine pek degil), ozellikle Murat Cemcir'in tam bizim koydekiler gibi konusmasindan mutevellit acaip bir sempati icindeyim. ilk defa beyaz perdede "ellaam" diyeni duydum, o kadar diyeyim.