Ne atraksiyonsuz bir yolculuk oluyor diye dusunurken bu sefer de ucagim 1 saat 15 dakika ertelendi, ama bundan sonra baglanti ucagim olmadigi icin soylenmiyorum. Havalanindayim ve ordan oraya depar atmiyorum! Hatta elimde valizim, oyle saliniyorum ki arkamdan gelenler sinirli-kibar (?) ses tonlariyla beni gecmek icin izin istiyorlar. Herkes telasli, ama bana dunya guzel. Insanlar stresliyken benim stressiz olmam bende bir tatmin duygusu olusturur. Hatta universitedeyken benim finallerim bitince kutuphaneye falan gider kitap okurdum, maksat calisip finalleri icin strese giren insanlari stressiz bir sekilde incelemek! Suuraltimdan dolayi endiselendim bak yine.
Suuaralti demisken, Denver havalanindayim da, her “denver” yazisi gordugumde ya da duydugumda kafami ileri geri sallayarak “denvir di last daynazooor, din diri din din diri din dinnnn” diye jingle giriyorum (denver the last dinosaur, gerisini hala bilmiyorum). Kucukken neler yasadim ben!
Bir de bu yolculugum esnasinda cok derin(!) dusuncelere daldim. Otobus soforleri de bir nevi pilotken, neden pilotlarda bir kahraman edasi var da otobus soforleri halktan biri? Iki is grubu da ayni amaca hizmet ediyor. Ama pilot eline mikrofonu alip da “kaptaniniz konusuyor” diye baslayinca, hepimizden bir destur-saygi bekliyor. Ucus sonrasi da kapida dikilip tesekkur bekliyor. Yani yolcular da en kibar halleriyle pilota tesekkur etmeden ucagi terk etmiyor, herkesin suratinda bi minnet ifadesi! Ayni fark muavinlerle hostesler arasinda da var. Neden muavin Anadolunun bagrindan kopup gelmis de hosteslerimiz new yorktaki gokdelenlerde buyumus havasinda? Olay bir sayi meselesi mi? birinden az var birinden cok mu var? Hakkaten dusundum bunu. Hatta o kadar dusundum ki ilk gordugum pilota ya da hostese “sizdeki bu ozguvenin altinda yatan sebep nedir?” diye soracaktim ki, zaten havalaninda ozel ilgiye maruz kaliyorum bi de gidip kendim kasinmayayaim dedim, vaz gectim. (bugunlerde ruh halimi en iyi anlatan fiildir kendileri: “vaz gecmek”)
Allah’im yaa, sanki havalaninda “bayan BTS, bayan BTS” diye beni anons ediyorlarmis gibi geliyordu su yukardaki satirlari yazarken, ama daha kalkisa var diyordum, hem de adim gercekten igrenc telefuz edildigi icin cok da anlamamistim. Neyse, “ucagimiz doldu, size 600 dolar verelim de yarin ucun” diye bir teklif sunarlar belki diye umutla gittim. Evet beni cagiriyorlarmis, ama cam kenarindan koridora gecer misiniz diye soracaklarmis! Bir anne ile cocugu ayri yerlerdelermis de falan filan, “oluuuur” dedim. Dusunebiliyor musun, ben koridor tarafina gecmeyi kendi rizamla kabul ettim! Vay be BTS, beni sasirtmaya devam ediyorsun, oysa gencken ne cingeneydin cam kenari konusunda!! Sana cam kenari diye koridor tarafini satan otobus firmalariyla girisitigin kiyasiya munakasalardan “anneler cocuklarindan ayrilmasin” temali icten bir “olur” a giden bu olgunlasma surecini ayakta alkisliyorum, buyuk gelisme! Iste boyle BTScan, kucuk seylere takilip kalma, gecer gider, stress yaptiginla kalirsin, buyuk dusun, buyuk resmi gor (Yazar burda ne ima ettigini kendi de anlayamadi).
(not: ucak toplamda 6 saat ertelendi!!)