18 Ekim 2011 Salı

Ses bir iki, ses se se

Bundan iki yil once, bir gece vakti Fibonacci’den neyim eksik mulahazasiyla buldugum “fikanacci” serisini Badem’in gorup de “sen ziyan oluyorsun buralarda, gel sana web sayfasi acalim” demesiyle baslayan bu seruvende sanirim “duraklama” donemine girmis bulunmaktayim! Oysa gizli acik ne yazilarim olmustu, gonlumde kimlere kimlere ulasmak vardi. Yakinda yazilarimi silmek suretiyle “gerileme” donemine giris yapabilir, blogu toptan kapatip “cokus” yasayabilir, ve kimbilir belki de bir cagin kapanmasina ama bambaska bir cagin acilmasina vesile olabilirim..

Iste bak gordun mu, bos yaziyorum ben, oysa calinacak bir suru kapi, anlatilacak bir suru konu, girilecek bir suru gonul vardi…

Serbest cagrisim yapmada rakip tanimayan beynimden gelsin su dizeler:

Fidanlara su taşıyanlarım
Fidanları suya taşıyanlarım vardı
Derdi hayat bilip yaşayanlarım vardı
Kuru dallar arasında yeşillik arayanlarım vardı
Hayat verenlerim vardı, hayatlarını verenlerim vardı